Neden Yemek Seçiyoruz?

Neden Yemek Seçiyoruz?

Et yemeyenler, sebze sevmeyenler, beyaz gıdaları tüketmeyenler, püre ya da çorbadan tiksinenler, karbonhidrattan...

Neden Yemek Seçiyoruz?
Et yemeyenler, sebze sevmeyenler, beyaz gıdaları tüketmeyenler, püre ya da çorbadan tiksinenler, karbonhidrattan başka bir şey yemeyenler, her öğünde tek tip gıda yiyenler ve daha neler neler… Bu liste uzayıp gider. Peki neden yemek seçeriz? Bazı yiyecekleri neden yemek istemeyiz?
 
Yemek seçme, genellikle çocuklara özgü bir davranış gibi düşünülse de aslında neredeyse herkesin yemeyi tercih etmediği yiyecekler var. Peki neden? Yemek seçmenin pek çok nedeni olabiliyor. En yaygın ve öncelikli olan neden, gıdaların tat, doku, koku ve görünüşlerinin hoşunuza gitmemesi...
 
Damak tadının ve yeme alışkanlıklarının gelişimi, bebeğin anne sütüyle tanışmasıyla başlıyor. Yeterince anne sütü almamış ya da çok uzun süre sadece anne sütüyle beslenmiş kişilerde yemek seçme alışkanlığı sık görülüyor.
 
Çocukluk döneminde annesi tarafından kaşıkla kovalanan ve aç da olsa tok da olsa zorla bir şey yedirilmeye çalışılmış kişiler, sonraki yıllarda bunun acısını yemek seçerek çıkarıyorlar. Daha önce yediğinizde hoş bir tat almadığınız ya da sonradan bize rahatsızlık veren yiyecekler de bir daha yemek istemeyecekleriniz arasındaki yerini alıyor.
 
Yemek seçmenin öncelikle gıdaların tadıyla ilgili bir tercih olduğunu söyleyebiliriz. Dildeki tat alma reseptörleri, gıdalardaki kimyasalları tespit ederek ve bu bilgiyi beyne aktararak tuzlu, acı, tatlı, ekşi gibi temel tatları ayırmak için uzmanlaşıyor. Yemek seçen kişilerde tat alma reseptörlerinin daha fazla olduğu ve bu nedenle tüm tatları hassas bir şekilde algıladıkları biliniyor.
 
Yani bu kişiler, diğer kişilere göre tatları daha ince ayrıntısına kadar hissediyorlar. Böyle olunca da acı bir gıdayı herhangi biri sadece acı olarak algılarken, bu kişiler dillerinden aldıkları güçlü sinyallerle çok acı ya da az acı ayrımı yapabiliyor. Ayrıca bu kişiler, aşırı hassas tat alma duyuları yüzünden bir yiyecekteki bütün tatları ayrı ayrı algıladıkları ve bunların kombinasyonu hoşlarına gitmediği için o yiyeceği yemek istemeyebiliyor.
 
Yemek seçmenin nedeni, kimi zaman geçmişten gelen travmalar ya da kötü anılarımız olabiliyor. Bazı gıdalar geçmişteki kötü deneyimleri hatırlattığı için artık o gıdaları yemek istemiyoruz. Bu travmalar doğrudan gıdanın kendisiyle de ilgili olabiliyor. Örneğin, kabak yemeği yerken boğazına kaçan ve boğulma tehlikesi geçiren biri, muhtemelen bir daha kabak yemek istemeyecektir.
 
Bazen de doğrudan yemekle ilgisi olmayan bir travma ya da yaşanan kötü bir olay sırasında aynı sahnede olan bir yiyecek de kara listeye alınabiliyor. Örneğin, birlikte çıktıkları bir yemek sırasında sevgilisiyle kavga edip ayrılan biri, o anda yemekte olduğu pizzayı sevgilisiyle birlikte tamamen hayatından çıkarabiliyor. Kimi zaman da yiyecekleri mekânlarla ya da kişilerle özdeşleştiriyoruz.
 
Sevmediğimiz bir kişinin sürekli yediği ya da yaptığı bir yemek, bize onu hatırlattığı için tercih ettiğimiz yiyecekler arasında yer almayabiliyor. Belirli bir süre sürekli aynı şeyi yemiş olan kişiler de o yiyeceği bir daha görmek bile istemeyebiliyor. Örneğin, annesi tarafından sürekli yumurta yemeye maruz bırakılmış bir çocuk için yumurta kaçınılacak ilk yiyecek olacaktır.
 
Yemek seçimi ve yeme alışkanlıkları ile kişilik özelliklerimiz arasında doğrudan ve dolaylı bir ilişki söz konusu. Koku ve tat duyuları, beynimizde limbik sistemde işleniyor. Limbik sistem, özellikle içgüdüsel veya otomatik davranışlarımız başta olmak üzere tüm duygu ve davranışlarımız üzerinde etkili bir mekanizma.
 
Tatlar ve kokular ile duygu ve davranışlarımız aynı yerde işlendikleri için aralarında güçlü bir bağ oluşuyor. Bu nedenle de belli kişilik özellikleri ile yiyecek tercihleri arasında ilişki bulunuyor. Örneğin meraklı, yaratıcı, açık fikirli ve dışa dönük kişiler daha çok meyve ve sebze tüketiyor; et yemiyor ve yeni tatlara her zaman açık oluyorlar. Hırslı, tutkulu, inatçı, dik kafalı, tutucu ve sorumluluk sahibi kişiler acı, baharatlı ve yoğun aromalı yiyecekleri ve her türlü et ürününü tercih ediyor. Duygusal, kırılgan, içe kapanık, kaygılı kişiler ise tatlılardan ve karbonhidratlardan asla uzak duramıyorlar.
 
Yiyeceğin türü kadar yeme şekli de kişiliğimizle ilgili ipuçları veriyor. Adeta yangından mal kaçırır gibi tabağı silip süpürenler; tez canlı, dışa dönük, üretken, rekabeti seven, maceracı ve bencil kişiler oluyor. Lokmaları sayarak, "Yesem mi, yemesem mi?" diye düşünenlerin kararsız, soğukkanlı, melankolik ve kontrollü kişiler olduğunu söyleyebiliriz.
 
Ne varsa birbirine karıştırıp yiyeceklerden yeni versiyonlar oluşturanlar, konsantre olmakta zorlanan, değişken, kontrolsüz kişiler olabiliyor. Sofra düzenine ve yemeğin sunumuna fazlasıyla özen gösterenler ise mükemmeliyetçi, yargılayıcı ve idealist kişiler arasından çıkıyor.
 
Bazı yiyeceklerden hoşlanmamak, onları yemeyi tercih etmemek aslında normal bir durum ve yaşamı olumsuz etkilemiyor. Ancak yemek seçme aşırıya kaçarak sağlıklı beslenme kriterlerinin dışına çıkacak şekilde yeme alışkanlıkları geliştirmeye yol açıyorsa, yaşamı olumsuz etkilemeye başlıyor. Belirgin bir beslenme eksikliğinin, kilo kaybı ya da artışı ve beslenmeyle ilişkili diğer fiziksel rahatsızlıklar gibi sonuçları oluyor. Bu durum beslenme bozukluğu olarak değerlendiriliyor ve profesyonel bir destek gerekiyor.


Türk Aşçı Haberleri Ve Güncel Mutfak Haberleri Not::
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Türk Aşçı Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.turkascihaberleri.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İlgili haber kopyalanarak başka bir site tarafından yayınlanmaya ihtiyaç duyulduğu takdirde kaynak gösterilerek ve web sitemize link verilerek kullanıması mümkündür.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

   
 
 

Benzer Haberler