9 Mayıs Dünya Çölyak Farkındalık Günü...

Süleyman ENGİN
Yazar:Süleyman ENGİN
Bu yazı

9 Mayıs Dünya Çölyak Farkındalık Günü & Pozitif Ayrımclık İsteyen Glütensiz Yaşam Dernekleri
 
9 Mayıs Çölyak Farkındalık Günü, çölyağı ve çölyaklıyı anlamak adına özel bir gün olabilir ama onları yeterince tanıyıp, yaşam biçimlerine farkındalık ışığı tutacak yeterli bir pozitif ayrımcılık değildir.
 
Glütensiz yaşam safhasında mücadele eden çölyak derneklerinin çabasına baktığımızda halen pozitif ayrımcılık için savaş vermeye devam ettiklerini görebiliyoruz.
 
Çölyak, derneklerinin gerek toplum tarafından gerekse özel sektör, kamu kurum ve kuruluşlar tarafından daha çok anlaşılmaya ihtiyaçlarının olduğunu düşünenlerdenim.
 
Şöyle perdeyi aralayıp olan bitene baktığımızda, pozitif ayrımcılıktan tutun ürün içerikleri ve fiyat pahalılığına kadar, glütensiz yaşam bilinçlendirme eğitimlerinin yetersizliğinden tutun sosyal bilinç sorununa kadar birçok konuda Çölyak STK'larının mücadele etmeye çalıştıkları görülmektedir.
 
Çölyaklıların sosyalleşme çabasına baktığımızda kontamine ortam sorunundan dolayı izole bir hayat yaşamak zorunda kaldıkları dolaysıyla kafe ve restoran menülerinde kendilerine yeterince yer bulamadıkları görülmektedir.
 
Ülkemizde özel günlerin sadece isimi var ancak gerisi yok.
 
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, fakat kadına şiddetin en fazla uygulandığı ülkelerden bir tanesi maalesef Türkiye.
 
14 Mart Tıp Bayramı, ama gel gör ki sağlık çalışanlarına en fazla şiddet uygulayan toplum, yine bizim toplumumuzdur.
 
10 -16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası, fakat engellilerin önündeki engelleri kaldırma konusunda yeterince duyarlı olmadığımızı görmek mümkündür.
 
18 Mart Yaşlılar Haftası ise huzur evlerinde yaşanan hüzünlü bir tablodan ibarettir. Yaşlılarımızı terk ettiğimiz yerlerde hatırlayıp, ziyaretlerine giden bir ülkenin fertleriyiz.
 
Ve 9 Mayıs Dünya Çölyak Günü;
Ne var ki gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler arasında çölyağa en yabancı olan toplum yine bizim toplumumuzdur.
 
Zira Türkiye’de yaşayan çölyaklılar için en büyük sorun, toplum içindeki yaşantılarının kendilerine getirdiği başlıca sıkıntılardır. 
 
Bu sıkıntıları aşamıyor olmak, onlar için nice engel teşkil etmektedir.
 
Tedavisi şimdilik mümkün olmayan çölyağın pençesinde yaşayanlar, zorunlu bir yaşam biçimine dönüşen zoraki bir diyet süreciyle baş başa kalıyor.
 
Çölyak derneklerinin diline pelesenk olmuş şu slogan gibi; ‘’Çölyak teşhis edilinceye kadar ki süreçte hastalık, teşhis edildikten sonra ki süreçte ise bir yaşam biçimidir’’.
 
Tedavisi şimdilik mümkün olmayan bu hastalığın tek çaresi glütensiz diyete uyum sağlamaktır. İşte bu evrede onları anlamamız çok önemli bir husustur.
 
Nitekim çölyaklıların dışarda, sosyal hayata entegre aşamasında yaşadıkları temel bazı sorunlar var. Bunlar, ortak yaşam alanlarının beraberinde getirdiği kontaminasyon ve anlaşılamama gibi sorunlardır.
 
Örneğin Avm’ler de veya herhangi bir restoranda menü sipariş ederken çoğu zaman anlaşılamıyor olmanın bilinçsizliğine maruz kalmaktalar. Bu duyarsızlık bütün çölyak derneklerinin isyan ettiği haklı bir konudur.
 
Ne acıdır ki dışarda yemek yiyip sosyalleşmek isteyen bir çölyaklı, bilinçsiz bir aşçı veya garson gözünde kendisini beğenmiş, kibirli, önüne gelen hiç bir şeyi beğenmeyen insan figürüdür.
 
Bu bilinçsizlik ve tahammülsüzlük, duygudaşlık yapılarak aşılabilir. Kısacası bu durumu aşmak için eğitilmiş bir bilinç ve empatiye ihtiyaç vardır.
 
Duyarsızlık penceresinden bakanların gördükleri gibi değil çölyaklılar. Glütensiz diyetin o zor argümanları çölyaklıları seçici olmaya zorluyor. O yüzdendir ki yanlarında hep çantalar dolusu yiyecek taşımak zorunda kalıyorlar.
 
Maalesef ve acıdır ki, çölyak zengin hastalığı olarak bilinmektedir. Glütensiz ürünlerin pahalı oluşu, maddi durumu iyi olmayan çölyaklılar için büyük bir sorun teşkil etmektedir.
 
Yerli üreticinin yeterince destek görmemesi, dışarıdan ithal edilen glütensiz ürünlerin pahalı oluşu da ayrı bir sorun teşkil etmektedir.
 
Çölyaklıların sahip olduğu belli başlı sorunların gündeme getirilmesi ve çözüme kavuşturulması yaşam kalitelerine olumlu etki edecektir.
 
Sayıca fazla olan çölyaklı çocuklar için, okul kantinlerinde glütensiz yiyecek bulundurma fikrinden tutun da kantin işletmecilerinin bilinçlendirilmesine kadar, çölyak hastalarının sosyalleşme çabasına katkı sağlayacak kafe restoran sektörünün glütensiz menü planlama girişiminden tutun, sektör çalışanlarının tümüyle ele alınıp glütensiz yaşama dair bilinçlendirilmesine kadar pek çok konuda çözüm üretimine ihtiyaçları vardır.
 
Mademki; çölyak tedavisi olmayan otoimmün bir hastalık ve çözüm olarak glütensiz diyet önerilmekte o halde glütensiz diyet ürünlerinin pahalığı da gözden geçirilmelidir.
 
Bütün bu çaba, bu ses ve haykırış; gelir seviyesi yüksek olan çölyaklı grubun alabildiklerini alamayan, gelir seviyesi düşük diğer çölyaklı ailelerin sesine ses olma çabasıdır.
 
Başımıza gelmez demeyin, unutmayın ki sizlerde birer çölyaklı olabilirsiniz. Ve olmayacaksınız anlamına da gelmez. Onlara yapılabilecek en büyük iyilik, onları anlamak ve onlara duygudaşlık etmektir.
 
Fark edin onları...






Türk Aşçı Haberleri Ve Güncel Mutfak Haberleri Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Türk Aşçı Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.turkascihaberleri.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İlgili haber kopyalanarak başka bir site tarafından yayınlanmaya ihtiyaç duyulduğu takdirde kaynak gösterilerek ve web sitemize link verilerek kullanıması mümkündür.