Korona Virüs'ten Sonra Gastronomi ve Turizm…

Has Aşçıbaşı Ahmet  ÖZDEMİR
Yazar:Has Aşçıbaşı Ahmet  ÖZDEMİR
Bu yazı

Korona Virüs Sonrasında İflaslar Ve Fırsatlar İle Turizm Çalışanlarının Durumu...
 
Yaklaşık 4 aydan sonra ilk defa bir konu hakkında fikir beyan ediyorum. Yazım biraz uzun ama okuyana mutlaka bir şeyler kazandıracağına inanıyorum. Tabi ki takdir sizlerin… Öncelikte dünyadaki dev güçlerin korona karsısında düşmüş oldukları bazı çaresizliklerden dolayı konuya biraz daha geniş kapsamlı bakarak bahsetmek istiyorum. Turizm sektöründeki konuları tam olarak anlatabilmek için bunlardan bahsetmem lazım ki tam olarak anlatabileyim.
 
Bundan 1 yıl önce en yakın arkadaşınıza bile bir salgın olacağını ve bütün dünyayı evine kapatacağını söyleseydiniz önce sizinle dalga geçer ve alaycı bir şekilde eğlenirler, sonra etrafınızdaki arkadaşlarınız teker teker kaybolur, hatta birçok sohbette yine hayalci ve alay konusu olurdunuz. Sonunda ’da bu düşüncelerinizde devam ettiğiniz takdirde muhtemelen bir psikiyatri kliniğine yatırılırdınız. Hatta başınıza çok daha farklı şeyler gelebilirdi…
 
Peki Niye'mi Böyle Düşünürlerdi?
 
Çünkü dev dünya devletleri vardı? Gelişmiş teknolojiler, uzaydan bile bir sineği görebilirlerdi, yani bütün dünyanın eve kapanması mümkün değildi. Hem bu süper güçler böyle bir olumsuz gelişmeye müsaade etmezlerdi.  Üretim, ekonomi, beslenme, gıda, farklı alanlarda çalışan milyonlarca insanlar eve kapanınca hayat nasıl devam edecekti?
 
Peki Ne Oldu? Gerçekten'de Bir Virüs Geldi Ya Da Üretildi Ve Dünyaya ’da Egemenliğini İlan Etti...
 
Dev dünya devletleri ve akıl almaz silahları ve dev güçleri ile birlikte virüs karsısında çaresiz kaldı. Çaresiz kaldığı yetmediği gibi büyüklüğüne ve gücüne toz kondurmayan dünya devletleri yardıma muhtaç bir hale geldi. Ekonomik güçlerinin yanı sıra orduları ile övünen dünya devlerinin ’de sağlık hakkında yeterli güçlerinin ve altyapılarının olmadığı ortaya çıktı.
 
Tamam Anladık Ama Birde Şu Açıdan Bakalım Olaya!!!
 
Peki bu "dev güçler" ve "dev" diye bildiğimiz dünya devletleri Böyle tehlikeli bir virüsü niye, neden, niçin, GÖRMEDİ'mi GÖREMEDİ'mi? Yani başka bir deyim ile eve hırsız girdi tamam anladık. Peki böyle bir durumda haber versin diye bulundurulan kapıdaki KÖPEK niye havlamadı? (Tanıdık birisi miydi yoksa eve giren HIRSIZ?) yorum sizin... kral çıplak ama kimsenin dili varmıyor söylemeye... tüm dünya devletleri beyinsiz ve sadece 2 tane beyni olan devlet var.
 
O iki akıllı devlet tüm dünya devletlerini keriz yerine koyup alay ederek soruyor adeta 2x2 kaç eder? diye! Ve tüm dünya devletleri cevap veriyor DEVLERE-siz bilirsiniz efendim... Dünya sağlık örgütünün de ipi ellerinde zaten tüm dünyanın aklıyla dalga geçiyorlar… bana göre gerçek bu!!!
 
Resmen Dünya Devletleri Bu Konuda 3 Maymunu Oynuyor!!! Neyse Konu Derin Ben İşi Siyasete Dökmeyeyim Şimdi... Kâinatın Varoluşundan Bu Yana "Sadece 2 Ayda" Tüm Dünyayı Evine Kapatan Bir "Örnek" Daha Varmı?
 
Hadi biz yine "saf olmaya ve saf kalmaya" devam edelim. En iyi dost bilinen kanka ülkeler bile Bir maske için birbirlerinin kargolarına el koyacak kadar aciz duruma düştüler. Demek ki neymiş? Kâinatın ürettiği mikroskop ile gözüken küçük bir virüs dünya devletlerinin güç diye övündükleri her şeyden daha güçlüymüş… dünyadaki hiçbir silah tüm insanları evine kapatamazken o sadece “mikroskop” ile görülebilecek küçüklükteki virüs bunu başardı… 
 
Korona Sonrası Gastronomi Sektöründe Neler Değişecek?
 
Korona virüs o kadar çok şeyi değiştirecek ki bunları tabi sadece bu yazıya sığdırmak çok zor. Ama bana göre yüzyıllardır üzerinde çalışılan dev bütçeli kıtalararası projelerden tutunda inşaat kanunları, havayolu, deniz yolu ve karayolu seyahat kuralları, holdinglerin bile standartları değişecek. Korona bir ülkede değil tüm dünya ülkelerinde, bir kıtada değil her kıtada ve tüm dünyaya hemen hemen alışılagelmiş olan her şeyi değiştirecek. Sadece turizm değil, lojistikten, Yeni yapılan inşaat kuralları ve teknoloji standartlarına kadar…
 
Yiyecek ve içecek işletmeleri yani kısacası gastronomi sektörü korona ile kan kaybetmeye başladığı gibi günümüzde adeta kaybolmuş durumda. Ayrıca birkaç aylık süre zarfında milyonlarca turizm çalışanını aileleri ile birlikte işlerini kaybettirdiği gibi çaresizce zorla evlerine kapadı. 
 
Türkiye’de 100 Binin Üzerinde İşletmenin Kapandı Ve Kapanmaya'da Devam Ediyor...
 
Resmi rakamlara göre 3 milyona yakın çalışan evlerinde ve işyerlerinin açılmasını bekliyorlar. Peki gerçek rakamlar ile Kapanan yiyecek ve içecek işletmelerine bağlı evde oturan aşçı, garson, yardımcı vasıfsız eleman gibi gastronomi sektöründeki turizm isçileri sayısı tam olarak ne kadar? Ya diğer sektörlerdeki işini kaybedenleri de bu rakama ilave edersek rakam ne olur? Ya bu çalışanların ailelerini de bu ortaya çıkacak rakama eklersek…
 
Şimdi Sadece Ülkemizde Değil Tüm Dünyada Milyonlarca Turizm Çalışanının Gözü Kulağı Korona ‘dan Sonra Turizm Nasıl Şekillenecek Haberlerinde?
 
Korona Virüs 'ten Sonra Türkiye’de Turizm…
 
Sosyal mesafe, %50 doluluk, hijyen şartları, yeni standartlar vs. vs. peki hadi diyelim bunlar oldu. Peki tüm bunların gerçekten işletmeler ve işletmeciler tarafından uygulandığına dair kim kime nasıl güvenecek? Ülkede gelişen En küçük yalandan sıkıntılarda bile fiyatları en küçüğünden en büyüğüne ikiye, üçe hatta dörde katlayan fırsatçı esnafımıza halk nasıl güveneceğiz? 
 
Hadi Diyelim Ki İsteyen Güvensin, Ya Da Hepimiz Güvendik… 
 
Avm’lerde sensörlü musluklar, yarı kapasite ile uçacak uçaklar, yarı kapasite ile çalışacak oteller, restoranlar, alakart veya tabldot sitemi gibi yenilikler ve ekstra maliyetler korona ‘dan önceki bildiğimiz fiyatlara ati yönde ilave olarak hangi ölçüde yansıyacak? Böyle bir dönemde kanunen 7 kişi ile seyahat etmesi gereken dolmuş şoförün aracına 4.000 lira ceza yemeyi göze alarak 38 kişi aldığını düşünürsek! (ve-de yedi)  Hadi dolmuş şoförü özürlü yada geri zekâlı sorumsuz, yahu o araca salgının pik yaptığı bir dönemde bile bile zorla değil gönüllü binen 38 kişide mi özürlü yada dengesiz? Evet, maalesef !!! 
 
İşte Bunun İçin Diyorum Ya Bu Kadar Dengesizin İçin Kim Kime Nasıl Gücenecek?
 
Yani demek istediğim içinde yaşadığımız ve beraber hareket ettiğimiz toplum bu, bizim toplumumuz…. Deniz kenarı, bisiklet yolu, ormanda yürüyüş yasak. Avm’ler serbest!!! Bu zeka nasıl bir zeka merak ediyorum. Eyvallah… Hatta bir şey daha ekliyeyim avm’ler açılıyor. Adalet sistemi halen kapalı. Peki kıçımıza giyeceğimiz don, birilerine alacağımız lüzumsuz hediye ülkemdeki adalet sisteminin çalışmasından daha mı önemli? Demek ki neymiş? Önemliymiş ki avm’ler açıldı adalet sistemi halen kapalı…
 
Peki devletten en büyük yardımı, bankalardan en büyük kredileri alanlar kim? Aynı zamanda işletmeleri en önce açılanlar kim? Bu arada mahalle esnafı ya da küçük esnaf ne durumda? Neyse biraz daha girersem konuya çıkamayacağım. Şimdilik bu konu burada kalsın!!!
 
Korona ‘dan sonra en iyi kazanacak is kollarından birisi tek kullanımlık eşya yada araç gereç yapan firmalar olacak. Bunları kısaca adlandıracak olursam; plastik sektöründe eldiven, önlük, tabak, çatal, kaşık, onluk, bone, maske vs.vs.
 
Korona ‘dan Sonra En Büyük Değişiklikler Nasıl Ve Nerelerde Olacak?
 
Büyük otel inşaatları ve projeleri korona ile birlikte rafa kalktı. En az 1 ya da 2 yıl gündeme geleceğini sanmıyorum. Açıkçası buna sevindim. Ben şahsen ülkemde fabrikasyon turizm hizmeti istemiyorum. Peki korona ‘dan sonraki yeni dönemde neler, nasıl olacak? 
 
Korona ‘dan Sonra Türkiye’de Turizm…
 
Korona sonrasından insanlar doğa ile barışacak ve doğanın değerini daha iyi anlayarak özellikle ekonomik olarak orta sınıf kendi araçları ile tatil yapmaya başlayacaklar. Kamp turizmi ve bungalovlar daha popüler olacağı gibi sadelik te ön planda tutulacak. Organik ve sağlıklı beslenme yeni bir boyut daha kazanacak. 
 
Hatta Buradan Girişimcilere Bir Tüyo Veriyorum;
 
Şehir merkezlerine 10 ila 20 km. mesafede küçük kasabalarda özellikle akarsu kenarlarına minimum 10 dönümlük özel arsalarda 15-20 odayı geçmeyen tek katli ya da dubleks doğal koy evleri yapın. Kümes hayvanları, küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar olsun. Farklı farklı sebzelerin yetiştirileceği 500 metrekareyi geçmeyen tarlalar olsun. 
 
İnsanlar hem tatile gelsinler hem de köy hayatı nasıl olur öğrensinler. Yani bağda bahçede çalışsınlar. Folluk tan yumurta toplasınlar, sebze eksinler ve ağaç fidanları diksinler. Çiftlik işlerinde çalışsınlar… Kısacası ağacı diken bir sonraki zaman geldiğinde meyvesini yesin. Ayrıca bu turizm alanında memnuniyet boyutu yüksek olacaktır. Çünkü  çalışıp ‘ta acıkan insan hem yattığı yeri sever hem de yediği yemeği sever… (Tam proje için ilgilenenler benimle bağlantıya geçebilir)
 
Yine Korona’dan Sonra Uluslararası Turizmdeki Değişecek Olan Standartlardan Biri De Robotlar Tarafından Hazırlanan Ya Da Servis Edilen Yiyecek Ve İçeceklere Hazırlıklı Olun.
 
2020 Korona salgını sonrasında ilk başta söylemem gereken tatil programı zenginlere ait bir alışkanlık olarak devam edeceğine inanıyorum. Ama genel olarak değerlendirdiğimde ise daha çok küçük butik oteller çalışacak ve onlar kazanacak. Tabi onu da tercih eden olursa. İnsan hayatı önemini sürdürdüğü sürece güven hep sorun olacak. Önce insan kendi hayatını ve sağlığını düşüneceği için kalabalık toplulukları hiçbir zaman tercih etmeyeceklerdir.  
 
Butik otellerin yanı sıra villa tarzında kendi mutfağı olan turizm tesisleri de çoğunluğun içindeki “illaki de tatile gitmem lazım” diyenler tarafından tercih edilecek. Zaten o kitlenin para problemi olmadığı için fiyatlar ile de pek fazla ilgilenmeyeceklerdir. Yani televizyon izlerken fatura imzalayan tipler…
 
Bu Arada Unutmadan Muhtemelen Faturada Odalarına Dezenfekte Edilmiş Bir Robot Tarafından Gönderilecek Ya Da Online Ortamda İmzalayacaklar Ya Da Ödemelerini Temassız Kart İle Yapacaklar.
 
Turizmin Bir Başka Kolu Olan Cruise (Gemi) Turizmini Dikkate Alacak Olursak…
 
Korona sonrasında en pahalı turizm kollarından birisi Cruise turizmi olacak. Bu kulvardaki turizm acentalarından çok azı ayakta kalabilecek. Çünkü Cruise turizmi en riskli konumlardan biri olarak gözüktüğü gibi çok yüksek maliyetleri var. Bu arada Cruise gemilerinin uğradığı şehirlerde ilerleyen zamanlarda ciddi sıkıntılar bekliyor. 
 
Ayrıca en çok riskli seyahat ya da turizm alanlarından biri olan bu Cruise gemilerin uğrak yerleri limanlarda da uluslararası yeni kısıtlamalar olduğunu ve bu uygulamaların zamanla daha da artacağını hatırlatmak isterim.
 
Değineceğim Konulardan Biri De Korona Sonrasında Uçakla Seyahat Etmek…
 
Korona Virüs Sonrasında İflaslar Ve Fırsatlar İle Turizm Çalışanlarının Durumu...
 
Havayolları ile seyahat etmek maddi açıdan tabiri caiz ise beylerin paşaların alışkanlıkları haline gelecek yeniden. Yani hava yolları halkın yolu olmaktan çıkacak. Orta direk için bile havayolları lüks olacak. 2 ay önceki bilet fiyatlarını uçuşlar açılınca en az 3 kati ile çarpabilirsiniz. Yok ben illaki uçak ile giderim diyenler varsa pamuk eller ceplere diyorum. 
 
Yahu Sen Ne Diyorsun Şefim Demeyin Lütfen! Niye 'mi? 
 
Daha 10 gün önce Rize’den Trabzon’a otobüsle gitmenin bedeli 20 TL'den 250 TL'ye yükseldiğini hatırlatırım size. 10 katından fazla olduğu gibi ışınlamıyorlar adamı otobüsle götürüyorlar! Otobüsün maliyeti nedir? Uçağın maliyeti nelerdir? Uçuşlar açılınca göreceğiz havayolları biletlerinin fiyatlarını efendiler. 
 
Unutmadan Eklememde Fayda Var. Korona Sonrasında Bazı Forumlarda Online Turizm Diye Programlar Çıkmaya Başladı... 
 
Hatta bu programlarda internet üzerinde çok fazla indirilmeye başlandı. Bunlardan bazılarında 3 boyutlu olanlarda var ve daha da geliştirilmekte. Geliştirilmekte dediğim öyle basit bir şey değil yani. Ama acayip yatırımlar var bu konuda. Sanırım bu programlardan yapılmakta olan bazıları dev film bütçelerini bile aşmış durumda. Hazır olun lütfen gözlüğü takip salda gölü’ne yada Gazipaşa’ya veya yurt dışında herhangi bir yere ışınlanarak tatil yapacağız… (o esnada elektrik kesilmez inşallah)
 
Eklemek istediğim konulardan biri tüm dünyada tüm sektörler aşırı bir Dijitalleşmeye doğru gidiyor ve daha da gidecek yani gitmek zorunda kalacaklar mecburiyetten. Bu gidiş için yıl, ay, hafta, gün demiyorum her dakika daha da hızlanacak. Dijitalleşme herhangi bir işletme için bir lüks değil zaruri bir ihtiyaç ve ihtiyaçlar haline gelecek.
 
Online Turizmde Nedir Şefim Demeyin Lütfen…
 
Hani o uzay filmlerinde gözlüğü takıp ‘ta bir anda kendisini başka bir gezegende ya da kutuplarda ya da amazon ormanlarında bulan ve adeta gerçek boyutlarda kokuyu, hava derecesini ya da rüzgârı dahi gerçekmiş gibi hissettiren programlardan ve bu özelliklere sahip sinemalardan bahsediyorum. 
 
Yani dünyadaki turizm olayı da en azından başlangıçta tahminime göre belirli bir süre online turizme geçer. Sonrasını bilemiyorum. Zaten sonrasını bunu icat edenlerinde bildiğini sanmıyorum. Ama bildiğim şudur; bu yıl online turizme gösterilecek ilginin icat edenler için bir yol haritası olduğudur.
 
Hani Var Ya Bugüne Kadar Özellikle Tarihçilerin Kullandığı Bir Deyim M.Ö. Ve M.S. Diyorduk Ya Sanırım Bundan Sonra “Korona ‘dan Önce” Ve ‘Korona ‘dan Sonra” Diyeceğiz…
 
Yiyecek ve içecek sektöründeki işletmelerin birçoğu zaten iflas etmiş durumda. Bu iflasların işi bilmek ya da bilmemek ile alakalı değil. Korona salgınının meydana getirdiği iflaslar bunlar. Ama korona ‘dan sonraki “iflasların” yeterince araştırmadan ve geleceği göremeden yapılan işler olacağını söyleyebilirim. 
 
Restoranlar, kafe ve bar işletmecilerini zor günler bekliyor… ekonomik menülere önem verilecek diyeceğim ama aşağıdaki anlatacaklarımdan sonra oda çok zor bir olasılık diye düşünüyorum. Çünkü millet evinde elinde avucundakini yedi zaten, bir kaç aya kadar borç alacak akraba, arkadaş ta kalmaz…
 
Restoranlar Mutlaka Ayakta Kalabilmek İle Paket Servisine Ve Gel Al Sistemine Başlayacak, Hatta Başlamak Zorunda Kalacak İsterse Fine Dinning Olsun... 
 
Ya bu sitemlere geçecekler ya da yok olacaklar. Daha donanımlı personeller çalıştırmak zorunda kalacaklar. Daha kaliteli ürünler kullanacaklar, hijyen ve teknolojiye ciddi ekstra yatırımlar yapacaklar ve ana temada bunlara dikkat edenler en az zarar ile ayakta kalabilirler. Eski karlar sadece korona sonrasında hayal ürünü olacak… 
 
Gastronomi Sektöründe Buluşma Noktaları Ya Da Dinlenme Molalarında Hadi Bir Şeyler İçelim Dediğimiz Kafelere Gelince…
 
Hemen hemen restoranlar ile aynı kaderi paylaşacaklar. Sosyal mesafe kuralları ile müşteri kitlesi azalacak ve alanlar daha da kısıtlı olacak. Artan maliyetler ürünlere yansıyacak. Müdavimleri ise hem kalabalıklara girmek istemiyoruz bahanesi ile kahvemizi evimizde de içeriz diyecekler. Yemekte paket servis olabilir biraz ama çayı kahveyi eve isteyen olacağını sanmıyorum.
 
Eğlence Sektöründe Bar Ve Disko Gibi İşletmelere Gelince…
 
Eğlence sektöründe bar, disko gibi işletmeleri şanssız sektörler olarak görüyorum. Tekel bayileri onlara oranla daha şanslı. Zaten memlekette alkol fiyatları uçak biletlerini sollamış durumda. Milyonlarca insan işsizlikten elinde avucunda kalanları yedi ve borç almaya başladılar en samimi akraba ve arkadaşlardan. Kredi kartları zaten doluydu. 
 
Sosyal Garantisi Olanlar Devletten 3-5 Kuruş Alıyor Ama Oda Ev Kirasını Ödermi Bilemiyorum... 
 
Eğlence muhabbeti rafa kalkar bence. İllaki içmek isteyen cebinde parası varsa tekel büfesinden alır içkisini çerezini evinin yolunu tutar. Dans etmek ya da halay çekmek sosyal mesafe kurallarını ihlal edeceği için böyle bir lüks yok yeni dönemde. En azından 6 ay sonrasını devletlerde bilmiyor zaten.
 
Buradan Gastronomi Sektöründeki Yeni Bir İş Kolu Olabilecek Yeni Bir Tüyo Daha Vermek İstiyorum…
 
Üçüncü göz düşüncesi ile yeni bir konsept korona ‘dan sonra gastronomi sektörüne damgasını vurabilir. Bağışıklık sistemini güçlendiren içecekler ve yiyecekler alanında yeni kurulacak işletmeler ciddi anlamda başarılı olabilir... 
 
Son derece teknolojik ve hijyenik koşullarda altyapısı ile özel reçetelerden yola çıkılarak doğruluğu kanıtlanmış doktorlar ve diyetisyenler tarafından onaylanmış reçetelerden oluşan bir menü. Bağışıklık sistemine faydalı şifalı içecekler ve şifalı yiyecekler… Laboratuvar gibi bir mutfaktan sadece gel al paket servis ve eve servis seklinde online bir konsept... 
 
Bu konu ile ilgilenenlerde beni arayabilir. Hatta bunu bir ortak ile beraberde ben şahsen yapabilirim… (ilk etapta iki büyük şehirde çok şubeli zincirlerden oluşan bu konseptin üzerinde fizibilite çalışmalarım halen devam ediyor) 
 
Bu Günkü Restoranların Altyapısı Vebadan Ve Çorbadan Gelmiyor Mu?
 
Eğer 350 yıl önceki veba salgınında şifanın çorbada olduğunu düşünen insanlar o günkü şartlarda restoranların altyapısını oluşturduysa bugünde korona virüs salgınında görmesini bile ciddi fırsatlar var demektir. Ayaklarının ucuna bakarak yürüyenler eninde sonunda bir duvara ya da önlerindeki bir engele çarparlar. Bunun için karşına, etrafına ve bakabildiğin kadar dünyaya bak ve her zaman fırsatları GÖRmeli insan…
 
Korona Virüs Sonrasında İflaslar Ve Fırsatlar İle Turizm Çalışanlarının Durumu...
 
Korona ‘dan sonra dünyayı ve vesilesi ile içerisinde yasayan bizleri pek iyi şeyler beklemiyor hissine kapıldım nedense. Bir şeye değil her şeye kendi geleceğimiz için dikkat etmeliyiz diye düşünüyorum. Sadece birimiz değil hepimiz dikkat ettiği takdirde belki güzel şeyler bizi bekliyor olabilir.
 
Yazımın En Sonunda Aşçılık Camiasından  Ve Aşçılık Camiasında Bulunan Aşçılık Kurumları İle Birlikte Aşçıların Turizme Olan Katkıları Ve Aşçıların Korona’dan Nasıl Etkilendikleri Konusundaki Hususlara Değinmek İstiyorum.
 
Başta Akdeniz ve Ege sonrasında tüm Türkiye’deki gastronomi sektörünün bas aktörlerinden olan aşçılar korona’dan tarifi imkânsız bir ölçüde etkilendi. Malum Türkiye’deki her çalışan gibi aşçılarda zaten kısıtlı imkanlar ile hayatlarını idame ettiren turizm emekçileri. 
 
Büyük umutlar ile 2020 turizm sezonunu beklerken bir anda maddi ve manevi beklentiler hayal oldu. Resmi ve gayri resmi kurumlar her ne kadar turizm başlayacak deseler de 2020 sezonu bana göre şimdiden “kabak tadı” vermeye başladı.
 
Bu Sene Turizmde ve Aşçılık Mesleğinde Çalışana'da, Çalışmayana'da Sanırım Huzur Yok Arkadaşlar !!! 2020 Turizm Sezonu Hakkında Düşüncelerim Ve Meslektaşlarıma Tavsiyelerim...
 
Arkadaşlar durum ortada boş sözler, vaatler ve hayaller kurmaya gerek yok. Bu yıl belirli bir ölçüde turizm olacaktır mutlaka ama bunu gecen yıla oranla şahsen değerlendirecek olursam %25 dahi olursa eğer öpün başınıza koyun. Yani bu demek oluyor ki gecen seneki kazancınızın 4/1 oranında kazanabileceğinizi düşünün.
 
O Kadar Maddi Destek Ve Kredi Aldı Otelciler Bu Düşünceye Nasıl Kapıldın Şefim Diyenlere Cevabım…
 
Otelciler bugüne kadar çok kazanınca, devletten kredi alınca, devletten teşvik alınca, çok kazandım diye aldığını ne zaman personeline yansıtmış arkadaşlar? örneği olan varsa buyursun söylesin. Sadece yeni bir otel daha yapar, arabasını yeniler yada oteline bakım yapar, yani para kendi parası…
 
Gelelim Akdeniz Ve Ege Sahillerindeki Otellerdeki Operasyona Bazındaki Olasılıklara...
 
Öncelikle 100/50 kapasite muhabbetini duyan birçok otelci otelini açmayacak. Çünkü devletten desteğini almış, borç ve kredileri ötelenmiş, vergiler ve resmi ödemeler gelecek senelere bırakılmış kısacası otelcinin çok büyük bir sıkıntısı kalmamış. Otelini kapalı tutacak olan otelciler belki diyorum bakiniz belki kemik kadrosunun tamamı değil 100/50’sini 100/50 maaş ile yani yarım maaş ile tutabilir. 
 
Otelini açacak olanlar ise normalde çalışacak olan personel sayısı 100 kişi ise sadece 20 kişi alacaktır ilk etapta. O şanslımı şanssız mı bilemiyorum ama 20 kişiye de 50 kişinin yapacağı isi yaptırmaya çalışacaktır. Nede olsa toplantılarda “sizden özveri istiyorum” derlerken üretebilecekleri bahaneler derya deniz…
 
O 100 kişinin yerine ise alınan 20 kişi içerisinden bulunan kardeşlerim çok daha fazla mesai yapacak, çok daha fazla sorumluluk alacak ve ise başlayıp başlayacağına da pişman olacak aile sorumluluğu gereği isini de bırakamayacak. Bırakırsa eğer otelci için çok önemli değil çünkü insan kaynakları havuzunda hiçbir turizm sezonun ’da olmadığı kadar yedekte personel bulunacak…  Maaş ödemelerini de zamanında beklemeyin. Mutlaka zamanında maaşları veren otelciler olacaktır ama çoğunluk küçük avanslar ile sallayacaklardır. (Bilemiyorum ne demek istediğimi anlatabildim mi)
 
Gelelim Restoranlar Ve Kafe Tarzı Yerlerde Çalışacak Aşçı Kardeşlerimizin Durumuna…
 
Maaşlar konusunda büyükşehirlerde ki geçmişin olan ve yaz kış çalışan restoranların operasyonlarına. Bu tur restoranlarda çalışan meslektaşlarımızı biraz daha şanslı görüyorum. Ama daha önceki kadronun yarısından daha az bir kadro ile çalışacaklar bana göre. Ödemeleri Akdeniz ve Ege'de 'ki turizm tesislerine oranla daha düzgün olacaktır.
 
Ama sezonluk restoran ve kafelerde çalışacak olan aşçı kardeşlerime şimdiden söylüyorum normalin iki katına yaklaşan bir çalışma temposunu ve ciddi eksik kadrolar ile çalışmayı göze alsınlar.  Bu kategorideki Aşçıbaşı arkadaşlara ’da bir mesajım var. 2020 turizm sezonunda bu tur sezonluk kafe, plaj ve restoranlarda 19-22 yaş arasında kalfa bile olmamış aşçıbaşılar göreceksiniz. 
 
Yani daha önce alt kadronuzdaki iyi çıraklarınızın yerlerinizi bu sezonda daha fazla alacağına hazırlıklı olun. Patronlar malzeme ve personel giderler konusunda kendilerine göre mecburen sineğin kanadındaki yağı hesaplayacaklardır. 
 
Şimdi Gelelim Bu Küresel Krizdeki Camiamızın Aşçı Dernekleri, Aşçı Federasyonları Ve Aşçı Konfederasyonlarının Operasyonlarına…
 
Saygıdeğer meslektaşlarım bugüne kadar bu kurumlar hakkında ciddi eleştiriler içeren yazılar yazdım. Ama şimdi bu konuda bir eleştiri yapamayacağım. Sosyal ağlardaki bu aşçılık kurumlarına olan eleştirilerinize ‘de katılmıyorum. Bu bir küresel krizdir. Aşçılık kurumlarının da konu ile ilgili yapabilecekleri sınırlıdır. 
 
Öncelikle aşçılık kurumları işve işçi bulma kurumu veya insan kaynakları kurumu değillerdir. Bu kurumlar mutfak kültürümüzü, yemek sanatını, ülkemizdeki yöresel bölgesel ve geleneksel Türk mutfağını imkânları dahilinde ulaşabildikleri mesafelere ilgili çalışmalarla tanıtma ve mesleki eğitim amaçlı kurumlardır. 
 
Kısacası mevcut aşçılık kurumlarının resmi devlet kurumlarına bir yaptırım gücüde yoktur. Sadece ilgili konularda fikir beyan ederler ve kişilere oranla devlet nazarında tavsiye kararları ile daha çok dikkate alınırlar. Ama en öncelikte dediğim gibi bu kurumların asil sorumluluk amacı mutfak kültürümüzün geliştirilmesi ve tanıtımı konularındadır.
 
Ama tabi ki mevcut aşçılık kurumlarından üyelerine iş bulan aylık maddi açıdan katkıda bulunarak yardımcı olan, yol gösteren kurumlarımız varsa şayet ilave sorumluluk almış ve bu alanda örnek çalışmalar yapıyor demektir. Takdir etmek lazımdır.
 
Bu konuda belirtmek istediğim diğer bir konu çalışmış olduğunuz işyerlerinizdeki negatif durumları ya da haksızlığa uğradığınız konuları bu tür aşçılık kurumlarına belirtirseniz kurum olarak sizlere yardımcı olacaklarına inanıyorum. 
 
Ben usanmadan düşüncelerimi yazdım. İlgili yazımda belirtmiş olduğum fikirlerim Usanmadan okuyanlara ’da inşallah faydalı olmuştur.  Yani Allah Sonumuzda Hayırlısını Eylesin. Kalın sağlıcakla…
 
Has Aşçıbaşı
Ahmet Özdemir
Osmanlı ve Türk Mutfağı Dünya Gönül Elçisi 
 






Türk Aşçı Haberleri Ve Güncel Mutfak Haberleri Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Türk Aşçı Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.turkascihaberleri.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İlgili haber kopyalanarak başka bir site tarafından yayınlanmaya ihtiyaç duyulduğu takdirde kaynak gösterilerek ve web sitemize link verilerek kullanıması mümkündür.