Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü

Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-05"

Türkiye’deki sanayi-sonrası dünya algısı da, gösterişçi tüketimin 21. yüzyılın en belirgin toplumsal olgularından biri haline gelişi ile açığa çıkmak..

Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-05"
 
Türkiye’deki Kahve Kültürü ve Mutfak Kültürünün Dönüşümü Üzerinden Küreselleşme Sürecinde Küresel ve Yerel Kültürün Etkileşim ve Eklemlenişi...
*Duygu FENDAL
 
Bu tür bir ortamda, birey kendi yaşamını muğlâk bir perspektife göre şekillendirmekte ve seçimlerinde öznellik olduğu varsayılan tüketim motivasyonu ile yönlendirilmektedir. Ancak piyasa mantığının nüfuz ettiği her türlü mal ve eylemin küresel bir etki altında kalmasına bağlı olarak, aslında bireysellikten ve yerel kültürden uzaklaşıldığı yönündeki yorumlar sıklık kazanmaktadır. 
 
Bu bakış açısıyla küresel-yerel arasında bir anarşi durumu yaratılmaktadır. Elbette şunu da unutmamak gerekir ki, modernliğin kendisi belli noktalarda dayatmacı özellikler göstermekte, özellikle kültürel kimlikler ve aidiyetler noktasında vurgulu söylemler geliştirmektedir. 
 
Bu yüzden pazar ekonomisi ve tüketimle edinilen aidiyet ve kimlik konusunda modernliğin bir başka görünümü olan küreselin etkisini tamamıyla yadsımak doğru olmayacaktır. Postmodern söylemin de bir yansıması olarak, Türkiye’de yerelin otantikliği küresel olanın kapitalist mantığı içinde yeni bir görünüm kazanmaktadır. 
 
Bugün nargile kafelere olan talep, internet kafelerin çoğalması ve yan hizmetler sunarak işletilmeleri, küresel yaşam tarzını yansıtan eğlence mekânlarının çok da uzağında bulunmayan türkü barların varlığı bu şekilde yorumlanabilir. Bir başka örnek de etnik motiflerin moda ve müzik dünyasında harmanlanarak satışa sunulması olarak karşımıza çıkmaktadır. Hangi alanda olursa olsun, yerelliğin bir şekilde metâlaşmış ve kullanım değerinin yanında daha geniş ölçekte değişim değeri kazanmış olduğu görülmektedir.
 
Öznelliğe vurgu, bireyselliklerin pazar ekonomisince sömürülmesi yoluyla yaşam stillerini dönüştürse de, özerkliğin yeni tanımlamaları, bireyleri toplumsal dayatmaların kontrolünden bir ölçüde kurtarmaktadır(Lipovetsky 1989:10) . Gitgide daha da belirsizleşen gelecek beklentisi bireyin o an içinde kendini gerçekleştirmesine yönelik algısını ortaya çıkarmaktadır. 
 
Yeni bireyin bu gerilimli hali, Gastronomi Araştırmalarında sanayi-sonrası toplumsal yaşamın bir sonucu olarak karşımıza çıkmakta ve bu durumda tüketim eylemi tek taraflı bir etkinlik olmaktan çıkarak, gündelik yaşamın içinde bireyin kendini yeniden ürettiği, toplumsal olanı etkileyen ve bundan etkilendiği varsayılan bir araç haline dönüşmektedir. 
 
Yerellikler, dünya ölçeğinde meşrulaştırılarak bildik mallar ya da hizmetler aracılığıyla talep artışı yaratmak için kullanılmaktadır. Günümüz bireyi kendi biricikliğini tüketimle gerçekleştirme yolunu seçtiği sürece, bu yaşam tarzı “sahte ihtiyaçlar” yaratılarak pompalanmaktadır. Kişi bir yandan tek ve özel olmaya teşvik edilirken diğer yandan bir bütünlüğün içinde sindirilmektedir; çünkü bütünlüğün dışında kalmak meşruiyetine gölge düşürecek bir durum olarak değerlendirilmektedir. 
 
Türkiye’deki sanayi-sonrası dünya algısı da, gösterişçi tüketimin 21. yüzyılın en belirgin toplumsal olgularından biri haline gelişi ile açığa çıkmaktadır (Kongar 1999:429). Özellikle 1980 döneminden sonra doğan ve toplumsallaşmasının en önemli evrelerini bu yıllarda yaşayanlar küresel olarak tanınan birçok eylem ve malın tüketicisi konumunda karşımıza çıkmaktadırlar. 
 
Örneğin saha çalışması boyutundaki araştırmaya katılanlardan 20–24 yaş aralığına mensup olanların % 92’sinde kafeye gitmek ve “fast food” tüketme alışkanlığı görülmektedir. Ayrıca bu yaş aralığının küresel tüketim nesneleri ve eylemlerini de takip ettiklerini söylemek ve belli ölçülerde uyguladıklarını ifade etmek mümkündür. 
 
Önceki kuşakların bu yaşam tarzına görece mesafeli duruşu, bir alışkanlık ve yaşam bilgisinin uzantısı olarak yorumlanabilmektedir. Bunun yanında, fazla abartılı buldukları yeni tüketim olgusunu Amerikanlaşma ya da bir tür “özenti”, “taklit” ve “dayatma” olarak değerlendirmeleri durumu da söz konusudur. 
 
Ancak bu tüketim, yalnızca bir dayatma olmaktan ziyade, yerel ölçekte yorumlamalara açık, hatta kimi zaman bunu zorunlu kılan hesapçı mantığın nüfuz ettiği stratejik bir davranış biçimi halindedir. Bugün toplumsal yanı en ağır basan eylemde bile, bir yararcılık olması ve bunun Türkiye’de özellikle metropol yaşamında da belirleyici hale gelmesi kaçınılmaz bir durumdur. 
 
Tüm bunlardan yola çıkarak Türkiye’de mutfak ve kahve kültüründe yaşanan dönüşümleri sanayi sonrası toplum, postmodern kişilik ve tüketimin öznel-nesnel boyutu ile çerçevelendirilen bir düzlemde ve küresel etkileşim-yerel etkileşiminin ana hatları üzerinden ele almak gerekmektedir. 
 
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-01"
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-02"
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-03"
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-04"
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-05"
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-06"
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-07"
Türkiye’de Kahve veMutfak Kültürü "Bölüm-08"
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-09"

 



Türk Aşçı Haberleri Ve Güncel Mutfak Haberleri Not::
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Türk Aşçı Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.turkascihaberleri.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İlgili haber kopyalanarak başka bir site tarafından yayınlanmaya ihtiyaç duyulduğu takdirde kaynak gösterilerek ve web sitemize link verilerek kullanıması mümkündür.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler