Hurma Kebabı Tarifi

Hurma Kebabı Tarifi

Evliya Çelebinin Ve Yabancı Seyyahların Kayıtlarında Osmanlıda Saray Mutfağında Kebab Hakkında bazı Dipnotlar; 1550’lerde Osmanlı topraklarına ayak basan Dernschwam...

Geleneksel Türk Mutfağında Hurma Kebabı Tarifi
Hurma Kebabı Kullanılan Malzemeler:
 
*    1,200 Gr. Yağlı Koyun Kıyması
*    250 Gr. Soğan  (İnce Kıyılmış 2 Orta Boy)
*    Tuz
*    Taze Çekilmiş Karabiber
*    1/2 Çay Kş. Tarçın
*    1 Çorba Kş. Kakule (Tohumlan Çıkarılıp, Dövülmüş)
*    1 Bağ Taze Nane
*    1 Bağ Maydanoz 
*    600Gr. İçyağ
 
Hurma Kebabı Hazırlanış Tarifi;
*Hurma kebabı tarifi için öncelikle kıymayı bir kaba koyun. 
*Soğan, tuz. biber, tarçın, kakule, ince kıyılmış nane ve maydanozla karıştırıp, iyice yoğurarak bir köfte harç hazırlayın.
*İçyağını asma yaprağı büyüklüğünde parçalara ayırın. 
*Hazırladığınız harçtan hurma büyüklüğünde parçalar koparın. 
*Biçimlendirip içyağına sararak şişlere dizin,
*Izgaranızı (ızgaranız yoksa fırınınızın ızgarasını) yakın. 
*Şişleri ızgaraya (fırında yapıyorsanız altına bir tepsi koyarak ızgara teline yerleştirin. 
*Fırındaysa tepsiye damlayan yağı ızgaradaysa eritilmiş biraz tereyağını fırça ile ara sıra üzerine sürerek her yanı iyice kızarıncaya kadar pişirin.
*Pişen köfteleri sislerden çıkarıp, bir tepsiye yerleştirerek hurma kebabını servis yapın. Afiyet olsun. “Yöresel Yemekler, Yöresel Mutfaklar, Osmanlı Saray Mutfağı, Osmanlı Yemek Kültürü, Kebab Tarifleri, Osmanlı ve Türk Mutfağı”
 
Türk Aşçı Haberlerinden İlgili Tarif İçin Alternatif Tavsiye;
Sizler yapmış olduğumuz bir araştırmada nefis kebab tarifini ve  uygulamasını uygun bulduğumuz “Kuzu Hurma Kebabı” ile ilgili alternatif bir videonun sunumundan da faydalanabilirsiniz
 
 
Türk Aşçı Haberleri Olarak;
Türk aşçı haberleri olarak sizler için hazırlamış olduğumuz bu nefis ve lezzetli yemek tariflerini denediğinizde sayfanın en altında bulunan yorumlar düşüncelerinizi yazarak bizimle paylaşırsanız seviniriz.
 
Evliya Çelebinin Ve Yabancı Seyyahların Kayıtlarında  Osmanlıda Saray Mutfağında Kebab Hakkında Bazı  Dipnotlar;
1550’lerde Osmanlı topraklarına ayak basan Dernschwam, Edirne’de pişirilen bir tür fırın kebabından söz eder:
“Edirne’de fırınlama yapmak ve ekmek pişirmek için 4 büyük fırın var. Ağızlarının tadını bilen Türkler kasaptan satın aldıkları eti doğruca fırıncıya götürürler.
 
Fırıncı eti küçük parçalar halinde doğrar. Yıkamadan derince bir bakır kap içine koyar, fırına sürer. Orada kendi yağı ile güzelce pişirir. Etin üzerine biraz doğranmış soğan ve sirke de koyar. Sonra bu leziz eti içindeki öteberiyle birlikte oturur yer (s: 334)”.
 
Dernschwam’a göre varlıklı olan kişiler “kızartma falan gibi bir şey yemek isterse, yemeğini civardaki aşçıya yollar. Aşçının özel fırını vardır, orada kızartır”.
 
Tournefort, şiş kebap tarifini verir ve “koyun etini kızartmak istediklerinde etleri küçük parçalar halinde keserler ve bütün parçaları bir et parçası, bir soğan olmak üzere çok uzun bir şişe dizerler” diye yazar.
 
Michaud ve Poujoulat Lapseki’de oturdukları kahvehanenin yanındaki fırıncının hazırladığı şiş kebabı yerler.
 
De Kay de şiş kebap ile ilgili bir gözlemlerde bulunur.
“… merakımız bizi bir Türk yemekhanesine girmeye sevk etti. Ana yemek pilav ya da haşlanmış pirinç ve tadı Amerika’da şimdiye kadar tattıklarımdan çok daha iyi olan koyun etiydi. Yüksek bir sedire çıkarak, yer çekimine uygun olarak bağdaş kurduk ve akşam yemeğimizin gözlerimizin önünde pişirilmesinin keyfini çıkardık. 
 
Koyun eti çeyrek dolar büyüklüğünde parçalara kesildi. Örgü iğnesinden daha geniş olmayan bir şiş, bu lokmaların bir düzinesinden geçirildi ve gereken sayıda hazırlandığında şişler mangal kömürü ateşi üzerine yerleştirildi.
 
Bu şekilde süratle pişirildi. Önceden pişirilen yumuşak ve siyahımsı çavdar çöreği geniş ve kalaylanmış bir bakır tabağa yerleştirildi, ince ince doğranmış bitkilerle eritilmiş yağ, çöreğin üstüne döküldü ve minyatür koyun etleri ya da kebaplar bakırın üzerine sıyrıldı. Hepsinin üstüne bir miktar yoğurt döküldü, daha sonra yenmek üzere hazırlandı. Yaklaşın altı inç yüksekliğinde küçük bir tabureyle önümüze konuldu. 
 
Bıçak ve çatal elbette söz konusu olmadığından eski Romalılar gibi parmaklarımızla yedik. Kebabı fazlasıyla lezzetli bulduk. Çatal olmamasına rağmen, tatmin edici bir yemek yemeyi başardık. Sonrasında ellerimizi ve sakallarımızı yıkamak için su ile havlu ve sabun sunuldu. Geniş bir kadeh dolusu berrak ve buzlu su bu öğünü tamamladı”.
 
1836 ortasında Bursa’ya giden Moltke, burada yediği bir öğle yemeğini “tam Türk tarzında  kebapçıda” yer. “Ellerimizi yıkadıktan sonra ... oturduk, bu sırada bacaklarımı nereye koyacağımı bilemiyordum. 
 
Derken tahta bir tepsi üstünde kebap, yani şişte pişirilmiş ve ekmek hamuruna [pideye] sarılmış küçük koyun eti parçaları geldi. Çok lezzetli bir yemek bu. Bunun üstüne de bir tabak mükemmel tuzlu zeytin, bir helva, yani Türklerin çok sevdiği tatlı ve bir çanak şerbet (içine bir parça buz atılmış, suda haşlama üzüm)”
diyerek anlatır.
 


Türk Aşçı Haberleri Ve Güncel Mutfak Haberleri Not::
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Türk Aşçı Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.turkascihaberleri.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İlgili haber kopyalanarak başka bir site tarafından yayınlanmaya ihtiyaç duyulduğu takdirde kaynak gösterilerek ve web sitemize link verilerek kullanıması mümkündür.


  • Facebook'ta paylaş

Yorumlar

  • Yorumlayan: osman kaya
    11/27/2018

    SUPPERRRR :))

Bu Habere Yorum Yap

   
 
 

Benzer Haberler